Uğur UTKAN


TÜRKİYE'NİN TARİHSEL SURİYE POLİTİKASI VE TÜRKİYE-SURİYE İLİŞKİLERİNİN TARİHİ (2)

..4


BELGELERLE KONFEDERASYON ANLAŞMASI 

 

Mustafa Kemal Paşa, 24 Ocak 1920 günü Halep’teki Arap Milli Teşkilatı Riyaseti’ne çektiği bir telgrafla konfederasyon önerisini kabul ettiğini bildirmektedir:

 

“Mektuplarınızda Suriye, Irak ve Türkiye’nin bağımsızlıklarını kurtaracak bir ‘konfederasyon’ teşkil eylemek veya irtibat maksadıyla birlikte hareket edilmesi bildirilmiş ve biz de bu tekliflerinizi kabul ederek tafsilatlı talimat göndermiştik.”

 

Yine Atatürk, Kolordu Kumandanlıklarına Heyeti Temsiliye adına 23 Şubat 1920 günü yolladığı talimatın eklerinde, konfederasyon planının kabul edildiği bilgisini ulaştırır.

 

Aslında konfederasyonu asıl planlayan, Mustafa Kemal Paşa’dır. Talat Paşa’ya yazdığı 29 Şubat 1920 günlü gizli mektupta, yaptığı öneriyi Arapların kabul ettiğini bildirmiştir: “Nezdimize gelmiş olan salâhiyettar Arap delegeleri ile kararlar alınmıştır. Araplara karşı başından beri ifade ettiğimiz siyasi formül şudur: ‘Her millet kendi bağımsızlığını kurtardıktan sonra’ ‘konfederasyon’ halinde birleşmek. Bu esas Araplarca memnuniyetle kabul edilmiştir.”

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN İLK YILLARINDA SURİYE İLE İLİŞKİLERİN SEYRİ

 

29 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyeti ilan edilirken 5 Aralık 1924’te Şam ve Halep Devletleri’ni birleştirerek Suriye adı altında yeni bir devlet yani bugünkü Suriye’yi kurmuştur. 1936’da Alevi ve Dürzi Devletleri de Suriye’ye katılmıştır. Ancak Osmanlı dönemindeki Suriye topraklarının bir kısmı Lübnan’a bağlanmıştır. Fransız işgal kuvvetleri komutanı General Catroux, Suriye’nin bağımsızlığını özgür Fransa adına ilan etmiş, ama Fransız orduları 1946’da Suriye’yi terk etmiştir. Dolayısıyla Atatürk döneminde Suriye bağımsız bir ülke değildi. Bu dönemde Suriye ile ilişkiler doğrudan mümkün olmamıştır. Suriye ile ilgili konularda Türkiye muhatap olarak Fransa’yı almak zorunda kalmıştır. Türk-Suriye ilişkileri diğer Arap ülkelerine göre daha sorunlu olmuştur. Bu durumda yaşanan Hatay meselesinin de payı büyüktür. Hatay'ın Türkiye'ye katılmasını hiçbir zaman kabullenemeyen Suriye halen haritalarda Hatay'ı kendi toprağı olarak göstermeye devam etmektedir. 

 

SOĞUK SAVAŞ YILLARINDA TÜRKİYE-SURİYE İLİŞKİLERİNİN SEYRİ

 

1955 yılı 24 Şubat’ında Türkiye, İran, Irak ve Pakistan devlet/hükümet temsilcilerinin Irak’ın başkenti Bağdat’ta bir araya gelerek meydana getirdikleri Bağdat Paktı'na katılımı beklenen Suriye’nin Türkiye sınırına 1956 yılında boydan boya 800 küsûr kilometrelik mayın döşendi. Mayın döşemenin zahirî, yani görünür gerekçesi, kaçakçılığı önlemekti. Hakikatteyse, iki ülkenin arasında aşılması zor bir bariyer kurmaktı. Nitekim, sayısız insan-hayvan ölümlerine yol açan bu mayınların temizlenmesi defalarca gündeme getirilse de, bir türlü tam tahakkuk ettirilemedi, hayata geçirilemedi.

 

Bu pakta Suriye'nin de katılması beklenirken İngiltere’nin Bağdat Paktı'na hiç beklenmeyen iştiraki sonucu paktı kuran Türkiye, Irak, İran ve Pakistan'da tuhaf gelişmeler yaşanmaya başladı ve kuruluş safhasından hemen sonra Suriye, Mısır ve Suudi Arabistan’ın da dahil olması tartışılan ve gerçekleşmesi için üzerinde ciddi çalışmaların başlatıldığı Bağdat Paktı için sonun başlangıcına gelindi. Bu saatten sonra bir daha da Türkiye ve Suriye'nin bir araya gelebilecekleri bir teşebbüs girişimi gerçekleştirilemedi.

 

Soğuk Savaş döneminde ortaya çıkan uluslararası gerilimlerden biri olan 1957 Suriye Krizi esnasında bir tarafta Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri, İsrail, Lübnan, Ürdün ve CENTO; diğer tarafta ise Suriye, Sovyetler Birliği, Mısır ve Bulgaristan yer almıştır. İki blok (Batı ve Doğu Blokları) arasında sert bir diplomatik çekişme yaşanırken, Türkiye'nin Suriye, Bulgaristan ve Sovyetler Birliği ile olan sınırlarında askerî yığınaklar gerçekleştirildi. 

 

Hakeza Türkiye'nin 1973 yılında Fırat Nehri üzerine Keban Barajı'nı kurması Suriye'ye akan nehir sularında azalmaya neden olacağı endişesini uyandırdığı için iki ülke arasında zaman zaman gerilimler yaşanmıştır. Türkiye'nin 1976 yılında Aşağı Fırat Projesi'ni geliştirerek Güneydoğu Anadolu Projesi'ne dönüştürmesi ve Karakaya Barajı'nın inşaatına başlaması iki ülke arasındaki su anlaşmazlıklarına bağlı gerilimleri daha da tırmandırmıştır.

 

1970’Lİ, 1980’Lİ VE 1990’LI YILLARDA ASALA VE PKK SEBEBİYLE ZİRVE YAPAN VE ADANA MUTABAKATI İLE DÜŞEN DİPLOMATİK TANSİYON 

 

1975’ten beri Türkiye'ye karşı bölücü faaliyetlerde bulunan ve Türk diplomatlarına yönelik saldırılar gerçekleştiren ASALA terör örgütü ve sonradan onun vizyonunu ve misyonunu sahiplenen PKK terör örgütünün en çok destek alageldiği ülkelerin başında Suriye gelmiştir. 

 

Hafız Esed, önce ASALA'yı ve tabi ki ardından da PKK'yı Türkiye'ye karşı bir koz olarak kullanmış, yetinmeyerek liderlerine başkent Şam'da oturma izni vermiştir. 

 

Suriye'nin Türkiye aleyhtarı terör örgütlerine destek sunmasına misilleme olarak Türkiye de İsrail ile işbirliğine gitmiş, Fırat ve Dicle nehirlerinin debisini azaltarak Suriye'ye giden su oranını azaltmıştır.

 

Türkiye'nin bu hamlelerine karşılık ise Suriye Yunanistan ile askerî işbirliğine gitmiştir. Bu olayın ardından Türkiye çok sert bir tutum sergileyerek Suriye'ye nota verdikten sonra eğer tutum değişikliği olmazsa askerî müdahale tehdidinde bulunmuş ve iki ülke savaşın eşiğine gelmiştir.

 

Türkiye'nin baskısı sonucu Abdullah Öcalan Suriye'den sınırdışı edilmiştir. Bu olaydan sonra iki ülke arasında 20 Ekim 1998'de Adana Mutabakatı imzalanmış ve teröre karşı işbirliği yapılarak Güvenlik İşbirliği Komisyonu kurulurken Adana Mutabakatı ile iki ülke askerî bir çatışmanın eşiğinden dönerken diplomatik tansiyon da düşmeye başlamıştır. 

 

2000’Lİ YILLARDAN GÜNÜMÜZE: ISINAN TÜRKİYE-SURİYE İLİŞKİLERİNİ DONMA SEVİYESİNE GETİREN SOĞUMAYA SEBEP OLMAKLA KALMAYIP SURİYE’DE YÖNETİMİ DEĞİŞTİREN İÇ SAVAŞ

 

Suriye ile Eylül 1998’de Adana Mutabakatı imzalanarak ilişkilerdeki düzelmenin ilk aşamasının gerçekleşmesinin devamı, 2000 yılında vefat eden Suriye'nin merhum Devlet Başkanı Hafız Esad’ın cenaze törenine daha birkaç günlük çiçeği burnunda müstakbel Türkiye Cumhurbaşkanı olan Ahmet Necdet Sezer'in katılmasıyla gelecekti ve bu durum, ilişkilerde yeni bir başlangıç yapmıştı. 2002 yılında yaşanan iktidar değişikliğiyle daha aktif bir dış politika ve komşularla sıfır sorun çizgisini benimseyen Türkiye, ilişkilerinin düzelme aşamasına geldiği Suriye ile her alanda işbirliği anlaşmalarını imzaladı. İki ülke sınırlarındaki mayınların ve iki ülke arasındaki vizelerin kaldırılması ile devam eden süreç 2007 yılında Fenerbahçe futbol takımının Halep'te hazırlık maçı yapması ve iki ülkenin de üst düzey devlet protokolünün bu maçı izlemesiyle doruk noktasına ulaştı. Futbol diplomasisinden sonra da ilişkilerdeki bahar havası devam etmiş, 2008 yılında iki ülkenin devlet başkanları birlikte Bodrum’da tatil diplomasisi vesilesiyle buluşurken 2009 yılı Nisan ayında iki ülke ortak askerî tatbikat gerçekleştirirken sonrasında yine aynı yıl iki ülke ortak bakanlar kurulu toplantısı bile düzenlemiştir. 2010 yılında Türkiye'den Gazze'ye insani yardım için yola çıkan Mavi Marmara gemisine Siyonist İsrail rejiminin düzenlediği saldırılar sonucu gemideki 9 Türk vatandaşının katledilmesi sonucu düzenlenen cenaze namazını Suriye hükümetinin gönderdiği bir imam kıldırmıştır. Suriye tarafından gelen bu hamle, Türkiye-Suriye ilişkilerinin en zirve noktasıdır. Bu süreçte Türk devlet erkânı Suriye ile Türkiye’nin entegrasyonundan bile söz etmeye başlamıştı. Yine aynı süreç içerisinde Doğu Akdeniz Dörtlüsü adıyla Türkiye, Suriye, Lübnan ve Ürdün arasında serbest dolaşımı öngören bir anlaşma imzalanmıştı.

 

2010 yılında başlayan Arap Baharı'ndan etkilenen ülkelerden birisi olan Suriye'de 26 Ocak 2011 tarihinde iktidar karşıtı gösteriler düzenlenmeye başlanırken 15 Mart günü ise gösteriler ulusal çapta yayılmış ve iktidarı tehdit eder duruma gelmiştir. Batı ülkelerinin de desteğiyle örgütlü bir koalisyon halini alan Beşar Esad muhalifleri ile Beşar Esad iktidarı arasında çatışmalar başlamıştır.

 

Esad hükûmetinin muhalifler üzerine yaptığı Haziran 2011 Cisr eş Şuğur operasyonunundan kaçan 3.000 dolayında Suriyeli Türkiye'ye sığınmıştır. Bu olaydan sonra Türk devlet yetkililerinden arka arkaya Suriye devlet makamlarına uyarılar gelirken tüm ticari ilişkiler de askıya alınmıştır.

 

2011 yılı sonlarına doğru Şam rejiminin kuzeydoğudaki şehirlerden çekilmesiyle boşluğu dolduran terör unsurları, Türkiye için sorun teşkil etmeye başlamıştır. 

 

9 Nisan 2012 tarihinde Kilis'in Suriye sınırına yakın bölgesinde Esad güçleri ile muhalifler arasında çatışma çıkarken muhaliflerin Türkiye'ye doğru kaçması karşısında Esad güçleri de Türkiye sınırına doğru ateş açmış ve olaylarda bir Türk vatandaşı da yaralanmıştır.

 

25 Mayıs 2012 tarihinde Esad güçleri tarafından gerçekleştirilen Hule Katliamı sonrasında ise Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinden yapılan bir açıklama ile "Alçakça" olarak nitelenen bu operasyon nedeniyle Türkiye, Suriye'ye nota vererek tüm diplomatik ilişkilerin askıya alındığını ve Suriyeli diplomatların sınırdışı edileceğini duyurmuştur.

 

3 Ekim 2012 tarihinde Suriye'nin Tel Abyad ilçesinden ateşlenen iki adet top mermisi Türkiye'nin Suriye sınırındaki Akçakale ilçesine düşünce 5 kişi ölmüş, 10 kişi de yaralanmıştır. Bu olay sonrası ilçedeki okullar tatil edilmiş ve bazı noktalar boşaltılmıştır. Türkiye "meşru müdafaa" hakkını kullanarak aynı gün içinde Tel Abyaz ilçesine T-155 Fırtına obüsleri ile topçu ateşi başlatmıştır. 

 

Olayın ardından toplanan TBMM, Suriye'ye müdahale için hükûmete askerî tezkere verirken ayrıca NATO'yu acil olarak toplanmaya çağıran Türkiye’ye toplantıda destek çıkmıştır. Ayrıca ABD ve BM tarafından da Türkiye'ye destek açıklamaları yapılmıştır. 

 

Aralık 2012'de Suriye Türkiye, Suriye sınırına MIM-104 Patriot füzeleri yerleştirmek için Türkiye'nin yaptığı başvuru, NATO tarafından sadece savunma amacıyla kullanılacağı garantisi verilen füzelerin yerleştirilme isteğine onay verilmiştir. 

 

YENİ DOLANDIRICILIK SİSTEMİ!

VARİL PATLADI..1 ÖLÜ

BIÇAKLI KAVGADA ÖLÜ SAYISI 2'YE YÜKSELDİ.

FETÖ YENİDEN YAPILANIYOR

ARALAMAYA GİTTİ CANINDAN OLDU.

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 36 30 1 5 60 95
2.Fenerbahçe 36 26 4 6 51 84
3.Samsunspor 36 19 10 7 14 64
4.Beşiktaş 36 17 8 11 23 62
5.İstanbul Başakşehir 36 16 14 6 4 54
6.Eyüpspor 36 15 13 8 5 53
7.Trabzonspor 36 13 11 12 13 51
8.Göztepe 36 13 12 11 9 50
9.Rizespor 36 15 17 4 -6 49
10.Kasımpaşa 36 11 11 14 -1 47
11.Konyaspor 36 13 16 7 -5 46
12.Alanyaspor 36 12 15 9 -7 45
13.Kayserispor 36 11 13 12 -12 45
14.Gazişehir Gaziantep 36 12 15 9 -5 45
15.Antalyaspor 36 12 16 8 -25 44
16.Bodrum FK 36 9 17 10 -17 37
17.Sivasspor 36 9 19 8 -16 35
18.Hatayspor 36 6 22 8 -27 26
19.Adana Demirspor 36 3 28 5 -58 2

YAZARLAR