Sessiz Çığlık: İş Yerinde Mobbing ve Psikolojik Taciz
İş hayatı, pek çoğumuz için yalnızca bir geçim kaynağı değil; aynı zamanda kişisel ve mesleki gelişimimizi sürdürdüğümüz, hedeflerimize ulaştığımız bir alan olmalı. Ne var ki, bu ideal tablo her zaman gerçeği yansıtmıyor. Bazen, kariyer yolculuğumuzda karşımıza “mobbing” adı verilen, sinsi ve yıkıcı bir zorbalık türü çıkabiliyor. İş yerinde yaşanan mobbing, sadece bireyin psikolojisini altüst etmekle kalmaz; aynı zamanda tüm kurumsal kültürü zehirleyen, sessiz bir düşman gibi yayılır.
Peki, nedir bu mobbing? Genellikle ast-üst ilişkilerinde veya eşitler arasında görülen, belirli bir kişiye yönelik sistematik psikolojik taciz olarak tanımlanabilir. Sürekli eleştiri, dışlama, dedikodu yayma, yetersiz gösterme, iş yükünü haksız yere artırma veya azaltma gibi pek çok farklı şekilde kendini gösterebilir. Çalışanın yalnızlaştırılması, iş yapmasının zorlaştırılması, yok sayılması, alay edilmesi, statüsünün küçümsenmesi, yaptığı işin aşağılanması, işle ilgili olağan dışı taleplerde bulunulması, statüsü veya işiyle ilgili tehdit edilmesi, görev tanımının dışında işler verilmesi, hatta cinsel tacize maruz bırakılması gibi durumlar da mobbingin acımasız yüzlerindendir.

Bu tür davranışlar, mağdurun özgüvenini derinden sarsar, motivasyonunu düşürür ve nihayetinde iş performansını da olumsuz etkiler. Daha da kötüsü, mobbinge maruz kalan bireylerde kaygı, depresyon, uyku bozuklukları, tükenmişlik sendromu ve hatta fiziksel sağlık sorunları görülebilir. Çalışanın iş şevki kırılır, kendine olan inancı sarsılır ve çoğu zaman iş yerinden ayrılmak zorunda kalır.

Mobbinge Karşı Sessiz Kalmayın!
İş yerinde mobbinge karşı ne yapmalıyız? Öncelikle bu durumun bir zorbalık olduğunu kabul etmeli ve sessiz kalmamalıyız. Zira sessizlik, mobbingin daha da güçlenmesine zemin hazırlar. İşte atabileceğiniz birkaç önemli adım:
Belgeleyin: Yaşanan her olayı tarihiyle birlikte detaylıca not alın. E-postalar, mesajlar veya şahitlerin ifadeleri gibi somut kanıtlar toplamak, ileriki süreçlerde elinizi güçlendirecektir.

İletişim kurun: Güvendiğiniz bir meslektaşınızla veya yöneticinizle durumu paylaşın. İnsan kaynakları departmanı da bu tür durumlar için ilk başvurulması gereken yerdir. Unutmayın, yalnız değilsiniz.
Destek alın: Bir avukat veya psikologdan destek almak; hem yasal haklarınızı öğrenmeniz hem de yaşadığınız travmayla başa çıkmanız için hayati önem taşır.
Sınır çizin: Mobbing uygulayan kişiye karşı net ve kararlı bir duruş sergileyin. Kendinize yapılan haksızlıklara izin vermeyin ve profesyonel sınırlarınızı koruyun.
Bilinçlenin: İş yerinizdeki mobbing politikalarını ve yasal haklarınızı öğrenin. Bilgi güçtür ve haklarınızı bilmek, kendinizi savunmanız için ilk adımdır.
Kurumların Sorumluluğu ve Sağlıklı Bir İş Ortamı
Unutmayalım ki mobbing, sadece mağduru değil, tüm iş yerini olumsuz etkiler. Çalışan verimliliğini düşürür, işten ayrılmalara neden olur ve şirketin itibarını zedeler. Bu nedenle işverenlerin, mobbinge karşı sıfır tolerans politikası benimsemesi ve çalışanlarını bu konuda bilinçlendirmesi büyük önem taşımaktadır. Sağlıklı bir iş ortamı, ancak karşılıklı saygı, iş birliği ve adalet temelinde inşa edilebilir.
Mobbinge maruz kalanların yalnız olmadığını ve bu durumla mücadele edebileceklerini bilmeleri gerekiyor. Sessiz kalmayın, sesinizi yükseltin. Çünkü her sessiz çığlık, daha fazla zorbalığa davetiye çıkarır. İş yerleri; saygının, iş birliğinin ve karşılıklı desteğin hüküm sürdüğü güvenli alanlar olmalıdır. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur.
Siz de iş yerinizde benzer bir durumla karşılaşırsanız, ilk adımınız ne olurdu?
Deniz Karabağ