SANAT - SİYASET İLİŞKİSİ
Sanat ve siyaset, toplumsal yaşam içerisinde üretilmeleri bakımından ortak noktalara sahiptirler ve bu nedenle benzer dinamiklere bağlıdırlar. Siyasetin aksine sanatın, doğrudan toplumu biçimlendirme gibi açık bir amacı olmamakla birlikte; o da siyaset gibi toplumsal yaşamın içinde üretilir ve toplumsal yapının belirleyicilerinden biridir. Aslında sanat ve siyaset, aynı amaca yönelik fakat farklı yöntemlerle hareket eden iki ayrı görünümdür.
Örneğin, Pablo Picasso’ya göre sanatçı yalnızca yeteneklerinden ibaret değildir. Ona göre sanatçı; dünyada olup biten acı, sevinç, coşku ve heyecan verici her olaya karşı tetikte olması gereken bir kişiliktir. Sanatçı, toplumsal bir birey olarak siyasi kişiliğini; içinde yaşadığı yapının değer yargıları doğrultusunda şekillendirir ve böylece belirli bir siyasi kimlik kazanır.
Şunu da belirtmek gerekir ki sanatçı, dilerse özgün ve kendi siyasal yönelimi doğrultusunda, toplumun değerlerine katkıda bulunacak eserler üretebilir. Sanatçının bir tavır sergilemesi, onun dünya görüşünü meydana getiren siyasal, estetik, düşünsel ya da etik ideolojilerin toplumsal bir duruş kazanmasına engel teşkil etmez. Aksine bu durum, sanatçıyı daha olumlu ve yapıcı bir toplumsallaşma sürecine iter.
Sanat ve siyaset ilişkisine dair farklı görüşler bulunmaktadır. Bir kesim, sanatın siyasetle ilişkisinin olmaması gerektiğini savunurken; bir diğer kesim, sanatın toplumsal yaşamın bir parçası olması nedeniyle siyasetle ilişkili olmasını savunur. Bu ikinci görüş, sanatın topluma karşı olan sorumluluğundan ve zorunluluğundan hareketle ortaya konmaktadır.
Sanat, doğası gereği toplumun refahı ve estetik beğeni ölçülerinin gelişmesinde üstlendiği rol nedeniyle siyasetten ayrı tutulamaz. Sanatın gerçeklerinden ayrı düşünülmesi mümkün değildir; bu da onu siyasetle kaçınılmaz bir ilişkiye sokar. Dolayısıyla sanat-siyaset ilişkisi kaçınılmazdır. Bu çerçevede değerlendirildiğinde, sanatın tam anlamıyla “özgür” olması da mümkün değildir. Bu nedenle sanatçı, toplumsal sorumluluğu gereği tamamen özgür yaşayan bir birey olamaz.
Gülhan Kartal