E.Yb. Halil MERT


İran-İsrail Savaşı Eşiğinde: Türkiye Ne Yapmalı?

..


İran-İsrail Savaşı Eşiğinde: Türkiye Ne Yapmalı?

Medeniyet Coğrafyamızda Neler Oluyor?

İçinden geçtiğimiz dönem, yalnızca bir bölgesel kriz değil; aynı zamanda medeniyet coğrafyamızın yeniden dizayn edilmeye çalışıldığı bir kırılma noktasıdır. İran-İsrail gerilimi, perde arkasında küresel güçlerin yön verdiği daha büyük hesaplaşmaların parçasıdır. Bu çatışma yalnızca iki devletin değil; Müslüman halkların geleceğini, bölgesel dengeleri ve Türkiye’nin güvenliğini doğrudan ilgilendirmektedir.

Ön Kabullerimiz Olmalı

Haçlı Seferleri bitmedi, yalnızca şekil değiştirdi. Bu seferlerin öncülüğünü bugün Vatikan değil, Anglo-Sakson aklı (İngiltere-ABD) yürütmektedir.

Küresel sistemin yönlendiricisi konumundaki Evanjelik ve Siyonist akımlar, sapkın inançları ve emperyalist çıkarları doğrultusunda hareket etmektedir.

Birinci Dünya Savaşı fiilen sona ermiş görünse de, etkileri hâlâ Ortadoğu coğrafyamızda devam etmektedir.

Türkiye ve İran’ın demografik yapıları birbirine benzer. Her iki ülkenin halkı büyük oranda Müslümandır. Aynı zamanda, her iki ülkede de Kürt nüfus üzerinden ayrıştırma ve kışkırtmalar yapılmaktadır. İsrail ise adeta bağrımıza İngiltere tarafından saplanmış bir hançerdir ve bugün ABD, İngiltere ve Fransa’nın vekâlet gücü olarak bölgede savaşmaktadır.

İran Rejimi: Bir Projenin Sonuna mı Geldi?

İran’daki mevcut rejim, 1979’da Ayetullah Humeyni’nin Fransa’dan bir devlet uçağıyla ülkeye getirilmesiyle kurulmuştur. Bu sembolik detay, Batı’nın bu rejim üzerindeki nüfuzunu açıkça gösterir. Rejimin ilk söylemi “Siyonizmi yok edeceğiz” olsa da, uygulamaları tam tersini göstermiştir. Bugün İsrail’in güçlenmesine zemin hazırlayan pek çok gelişmede İran’ın rolü vardır: Yemen ve Lübnan’daki çatışmalar, Suriye iç savaşı ve Şii Hilali’nin teşviki, bu bağlamda değerlendirilmelidir.

Bugün gelinen noktada, İran rejimi Batı’nın gözünde görevini tamamlamış görünmektedir. Devrime samimiyetle bağlı komutanlar ve bilim insanları suikastlarla ortadan kaldırılmakta, ülke adım adım parçalanmaya zorlanmaktadır. Hedef, özellikle Kürt nüfus üzerinden İran’ı etnik eksenli çatışmalara sürüklemektir.

Türkiye Ne Yapmalı?

İran’ın parçalanması, kısa vadede bazı çevrelerce olumlu gibi görülse de, uzun vadede Türkiye için büyük bir güvenlik tehdididir. Türkiye bu konuda sessiz kalmamalı; Azerbaycan ve Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) ile birlikte bölgesel bir denge kurmalıdır. İran halkı, Türk ve Müslüman soydaşlarımızdan oluşmaktadır. Bu nedenle Türkiye, İran’ın dost ve mezhepçilikten uzak bir rejimle istikrara kavuşmasını hedeflemelidir.

Unutulmamalıdır ki, Güney Azerbaycan sadece buzdağının görünen yüzüdür. İran’ın hemen her bölgesinde Türk ve akraba topluluklar yaşamaktadır. Bu coğrafyada millî çıkarlarımızı koruyacak, mezhebi ayrımları aşacak bir liderlik modeli desteklenmelidir. Bu isim mevcut Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan olabilir. Ancak İran’daki muhaliflerin büyük kısmı Batı ile iç içedir. Bu yapıların kontrolü, halkların özgür iradesiyle değil, küresel mühendislikle şekillenmektedir.

Savunma, İstihbarat ve Psikolojik Harekât

İran’da yaşanan suikastlar ve operasyonlar bize gösteriyor ki; savunma ve istihbarat alanında “yerli ve milli” unsurların hâkimiyeti hayati önemdedir. Bu yalnızca İran için değil, Türkiye için de geçerlidir. FETÖ benzeri yapılar, dış bağlantılı ajan yapılar, masonik kadrolar, savunma sanayiinden uzaklaştırılmalıdır.

Bir devletin psikolojik harp kabiliyeti, modern savaşın ön cephesidir. Ne yazık ki Türkiye bu alanda gereken adımları henüz etkin şekilde atamamıştır. İletişim Başkanlığı’nın yürüttüğü faaliyetler yetersizdir. Psikolojik harp; ordu, istihbarat ve medya koordinasyonuyla yapılmalıdır. FETÖ’cü artıklarıyla, dış bağlantılı aktörlerle bu alanda başarı sağlanamaz.

Sonuç: Millî Birlik ve Bölgesel Öncelikler

Bölge ateş çemberine dönerken, Türkiye’nin gücünü ve aklını birleştirmesi şarttır. Ordusu güçlü, halkı bilinçli, diplomasisi etkin bir Türkiye; sadece kendi bekâsını değil, bölgenin de geleceğini tayin edebilir.

İran’ın bölünmesine izin vermek, ileride Türkiye’yi aynı tehlikeyle yüz yüze bırakır. Bu yüzden bölgesel politikalar mezhepçilikten, seküler-dinci kutuplaşmasından ve dış müdahalelerden arındırılmalı; millî menfaatler her şeyin önünde tutulmalıdır.

"Yufka yüreklerle çetin yollar aşılmaz."
Türkiye, güçlü olmak ve bölgesine yön vermek zorundadır.
Rabb’imiz yâr ve yardımcımız olsun…
Strateji ve Yönetim Uzmanı
Emekli Yarbay Halil MERT

YENİ DOLANDIRICILIK SİSTEMİ!

VARİL PATLADI..1 ÖLÜ

BIÇAKLI KAVGADA ÖLÜ SAYISI 2'YE YÜKSELDİ.

FETÖ YENİDEN YAPILANIYOR

ARALAMAYA GİTTİ CANINDAN OLDU.

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 36 30 1 5 60 95
2.Fenerbahçe 36 26 4 6 51 84
3.Samsunspor 36 19 10 7 14 64
4.Beşiktaş 36 17 8 11 23 62
5.İstanbul Başakşehir 36 16 14 6 4 54
6.Eyüpspor 36 15 13 8 5 53
7.Trabzonspor 36 13 11 12 13 51
8.Göztepe 36 13 12 11 9 50
9.Rizespor 36 15 17 4 -6 49
10.Kasımpaşa 36 11 11 14 -1 47
11.Konyaspor 36 13 16 7 -5 46
12.Alanyaspor 36 12 15 9 -7 45
13.Kayserispor 36 11 13 12 -12 45
14.Gazişehir Gaziantep 36 12 15 9 -5 45
15.Antalyaspor 36 12 16 8 -25 44
16.Bodrum FK 36 9 17 10 -17 37
17.Sivasspor 36 9 19 8 -16 35
18.Hatayspor 36 6 22 8 -27 26
19.Adana Demirspor 36 3 28 5 -58 2

YAZARLAR