Önder GÜZELARSLAN

Tarih: 17.06.2025 23:59

BİR FERDİ ZEYREK BAŞKAN GEÇTİ BU DÜNYADAN

Facebook Twitter Linked-in

BİR FERDİ ZEYREK BAŞKAN GEÇTİ BU DÜNYADAN

Bazı anlar vardır ki, kelimeler boğazda düğümlenir, sözler ağızdan çıkamaz, kalemler yazamaz olur. İşte tam da öyle bir anı yaşadık; Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in talihsiz bir kaza sonucu ani ölümü ve cenazesinde yaşananlarla. Adeta bu cenaze merasimi, bütün Türkiye’yi tek yürek yaptı; farklı düşünen herkesi aynı potada eritti. Ve hepsinden önemlisi, anlamak isteyenlere ibretlik bir ders verdi.

Çok değil, daha 15 ay önce, şehzadeler şehri, tarım ve sanayinin başkenti niteliğindeki İzmir’in komşusu Manisa’da, mahalli idareler seçimlerine CHP’den büyükşehir belediye başkan adayı olarak katılmış, başarılı bir sonuçla seçilmişti. Seçildiği günden itibaren onu kamuoyundan takip edenler, sosyal medya hesaplarından izleyenler; sempatikliği, kucaklayıcı yaklaşımı ve insanlara sevgi dolu tavırlarıyla kısa sürede gönüllere taht kurduğunu görmüştü.

Şahsen bir Manisalı olarak, şehrimizin belediye başkanını ve çalışmalarını yakından takip ediyordum. Güzel işler yapıyordu. Tek gayesi, doğup büyüdüğü şehre gönüller kazanarak hizmet etmekti. Bu doğrultuda kimseyle çatışmaya girmeden, sadece işini yapmaya çalışıyordu. Elbette eksikler, bazı hatalar olabilirdi. Zira henüz yeni, çiçeği burnunda bir belediye başkanıydı. Ancak onu yakından izleyenler bilir ki, sanki Manisa’yı yıllardır yönetiyormuşçasına hem şehre hem de belediyeciliğe hakimdi.

Bir başkan nasıl olmalı sorusunun cevabını Manisalılar Ferdi Zeyrek ile öğrendi. Göreve başladığı ilk günden, talihsiz kazanın yaşandığı ana kadar Manisa sokaklarında her saat ona rastlamak mümkündü. Şehrin genci, yaşlısı, kadını ve erkeği; herkesin gönlünde ve dilindeydi. Özellikle yoksullukla mücadele eden, imkânları kısıtlı insanlarla vakit geçirmeyi sever, onların dertlerini dinlemekle kalmaz, çözüm bulmaya da çalışırdı.

Manisa sokaklarında koruma ordusu olmadan, yalnız başına dolaşırdı. Karşılaştığı herkese selam verir, hâl hatır sorardı. Bu halk için alışılmadık bir şeydi. Zira ülkemizde son yıllarda seçilmişler halktan uzaklaşmış, sırça köşklerde hayat sürer hâle gelmişti. Sadece seçim zamanı halkın arasına karışıyor, diğer zamanlarda ortalıkta görünmüyorlardı. Bu durum halkta bir memnuniyetsizliğe ve tepkiye sebep olmuştu. Ferdi Zeyrek bu algıyı kısa sürede yıktı ve bir belediye başkanının nasıl olması gerektiğini gösterdi.

Tabii ve samimi bir hayat yaşıyordu. Tüm davranışlarında içtendi. Belediye hizmetleri bir şekilde yürüyordu; ama önemli olan, halkla birebir temasta olup dertleri birinci elden duymaktı. O da bunu yaptı.

Ferdi Zeyrek sadece bir siyasetçi, bir belediye başkanı değildi. Aynı zamanda bir aile reisiydi, bir eşti, bir babaydı. Sıcak aile ilişkileri vardı, öylesine ki, tarif etmeye kelimeler yetmez. Son derece mütevazı aile yaşantısını ölümünden sonra bütün Türkiye öğrendi. Onu tanımayanlar, ölümünün ardından cenaze merasiminden etkilenerek sosyal medyada dolaşan videolarla tanımaya çalıştı. Tanıdıkça sevdiler; sevdikçe, Türkiye’nin önemli bir değerini kaybettiğini fark ettiler.

Üzümüyle, zeytiniyle, mesir macunuyla tanınan Manisa gibi ruhu çalınmış bir şehirde, Ferdi Zeyrek’in siyaset anlayışı yalnızca hizmete değil, gönüllere dokunmaya dayalıydı. Onun yaptığı büyük projelerden çok, halkla kurduğu güven ve sıcak bağ, siyasetin gerçek özünü temsil ediyordu. O da bu özü yaşatmayı başardı.

Mütevazı kimliği, bütün siyasetçilerin örnek alması gereken bir kimlikti. Aslında yaptığı şey, olması gerekendi. Güler yüzlü davranışları kalplere adeta mühür gibi işlendi. Unutulmaya yüz tutmuş erdemleri yeniden hatırlattı. Siyasi çatışmalardan uzak durarak toplumun güvenini ve sevgisini kazandı. İşte bu felsefe, onu ölümünden sonra bile bir sevgi seline dönüştürdü. Onu tanıyan tanımayan herkes, cenazesinde ona şahitlik etmek için Manisa’ya akın etti.

Ben çocukluğumdan bu yana Manisa’da böyle bir cenazeye şahitlik etmedim. İlk defa bu kadar duygu yüklü ve kalabalık bir insan seli bir cenazede bir araya geldi. Talihsiz kazası elbette hüznü artırdı. Ama asıl mesele, onun siyaset sahnesine getirdiği yeni soluk, yeni anlayıştı. Çatışmadan, sevgiyle ve gönül kazanarak siyasette var oluşu, onu unutulmaz kıldı.

Kim ne derse desin, hangi siyasi görüşte olursa olsun, Ferdi Zeyrek başkaydı. Gönülleri kucaklayan anlayışı, cenazesinde tezahür etti. On binlerce insan onu uğurlamaya geldi. Gelemeyen milyonlar televizyon başında gözyaşlarıyla uğurladı.

Şimdi gelelim bu cenazenin bize verdiği derse: Ferdi Zeyrek, cenazesiyle bütün siyasetçilere şunu gösterdi: Sonumuz musalla taşı ve toprak... O hâlde entrikalara, kapalı kapılar ardında dönen işlere gerek yok. Bu milletin kaynaklarını yine bu millete hizmet için kullanırken kibire, gurura, enaniyete gerek yok. Halkın içinde olun, gülümsemeye vesile olun ve halkı kucaklayın. Gönlünüzden halkın gönlüne huzur ve sevgi aksın.

Özetle, Ferdi Zeyrek Başkan siyasetin çıkar sağlama değil; insan odaklı hizmet etme alanı olduğunu bir kez daha bütün Türkiye’ye hatırlattı.

Son olarak şunu belirtmek isterim: Bugün siyasetçilere düşen görev, Ferdi Zeyrek’in mirasını anlamak ve onun gibi toplumun ruhuna dokunabilen, dürüst, samimi liderler olabilmektir. Çünkü siyaset, büyük projelerden önce, insanlara güven ve umut vermektir. Manisa’nın dönüşümünde gerçek bir "mimar" olan Ferdi Zeyrek gibi, bizler de onun bıraktığı değerlere sahip çıkmalı ve bu bayrağı daha da yukarıya taşımalıyız.

Önder Güzelarslan


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —