Günümüzde evinde köpek bulunduranların sayısı hayli arttı. Bunlar Müslüman evladı. Bu davranışlarının sebebi de bütünüyle cehalettir. Şayet evde köpek beslemenin vebalini bilmiş olsalardı yapmazlardı. Bu konuyla ilgili iki hadis-i şerifi nakledelim:
Ebû Talha radıya’llahu anh’den -ki, o, Resûlullah salla’llahu aleyhi ve selem ile Bedir’de hazır bulunmuştu- rivâyete göre Resûlullah: ‘İçinde kelb ve (canlı hayvan) sûreti bulunan eve (rahmet) melekler(i) girmez!’ buyurmuştur.” (Sahih-i Buhârî Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi, s. 157)
Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi: “Cebrâil aleyhisselâm, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e belli bir saatte geleceğini vadetmişti. Vakit gelmiş ama Cebrâil gelmemişti. Resûlullah elinde bulunan sopayı yere attı ve ‘Allah da Resûlleri de va’dinden caymaz!’ dedi. Sonra etrafa bakınmaya başladı. Bir de ne görsün, sedirinin altında bir köpek eniği. Bunun üzerine:
“‘Ey Âişe! Bu enik buraya ne zaman girdi?’ diye seslendi. Ben:
“‘Allah’a yemin ederim ki, bilmiyorum,’ dedim.
“Emir verdi, köpek yavrusu evden çıkarıldı. Cebrâil aleyhisselâm da hemen geldi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
“‘Bana söz verdin, ben de bekledim ama gelmedin,’ dedi. Cebrâil:
“‘Gelmemi, evindeki köpek engelledi. Biz melekler içinde köpek ve sûret bulunan eve girmeyiz’ cevabını verdi. (Müslim, Libâs 81. 82.; Buhârî, Bedü'l-halk 7, Libâs 94 ; İbni Mâce, Libâs 44)
Bu hadis-i şerifleri rehber edinen Müslümanlar evlerinde köpek beslemez ve canlı sureti bulundurmaz. Meleklerin girmediği eve şeytanlar girer ve o evde huzur olmaz. Köpek beslemeyle ve canlı sureti bulundurmayla ilgili fıkıh kitaplarında geniş izahat vardır. Av için evi ve araziyi beklemesi için köpek beslemesi ve hayvancılık yapanların çoban köpeği edinmesi câizdir. Ancak bunlar da kesinlikle evin içine konulmayacak, evin dışında kendilerine ait yerde kalacaklardır. Köpekler de beş muzır hayvan dışındaki bütün hayvanlar gibi öldürülmeyecektir, ancak bunlara gereğinden fazla değer verilip evde barındırılması, parklarda yeşil alanlara def-i hacetinin yaptırılması, çocuklara saldırmaları ve ısırmaları hadiselerine meydan verilmesi yanlıştır. (Bu köpek besleme öylesine çoğaldı ve bunların yeşil alanları kirletmesi o kadar arttı ki, insanlar çimenler üzerine oturamaz olmuşlardır. Bir yakınımın çocuğunun bu şekilde evde beslenen köpek tarafından ısırıldığını ve enfeksiyon kapıp 15 gün hastanede yattığını daha önce yazmıştım.)
İnsanlar, evde canlı sureti ve heykeli bulundurmanın haram oluşunu unutmuşlardır. Bu öyle hafife alınacak bir konu değildir. Âlimler, cep telefonu ve bilgisayarda muhafaza edilen fotoğrafların câiz, ancak tab edilip kâğıda basılan fotoğrafların ya haram ya da -tam boy olmayanların- mekruh olduğunu belirtmişlerdir. Hürmet ifade edecek şekilde duvarlara asılan, perde şeklinde kullanılan canlı suretleri haramdır.
Hz. Âişe’den (ra) rivayet edilen şu hadis-i şerife bakalım:
“Resûlullah (s.a.v.) bir seferden dönmüştü. (O yokken) ben, yüklüğün önüne, üzerinde resimler bulunan bir bez (perde) çekmiştim. Resûlullah, perdeyi görünce çekip attı, (öfkeden) yüzü de renklenmişti. ‘Ey Âişe!’ buyurdular, ‘Bil ki, kıyamet günü insanların en çok azap görecek olanı Allah'ın yarattıklarını taklit edenlerdir.’ Hz. Âişe (r.â) devamla: ‘Biz o bezi kestik, bir veya iki minder yaptık.’ demiştir. (Buhârî, Libâs 91, 95.).
Bediüzzaman Hazretleri, heykel ve suretler hakkında, âyet-i kerimelerden ve hadis-i şeriflerden almış olduğu dersleri şu şekilde aktarmaktadır:
“Beşerin şimdiki seyyiâtâlut [günahlarla, kötülüklerle dolu] hırçın ruhunda, mütebessim küçük cenazeler olan sûretlerin rolü ehemmiyetlidir.”
“Memnû [yasaklanmış, haram kılınmış] heykel, ya bir zulm-ü mütehaccir [taşlaşmış zulüm], ya bir heves-i mütecessim [cisim haline gelmiş nefsin isteği] veya bir riyâ-i mütecessiddir. [Cesed haline gelmiş riyakârlıktır]” (Mektûbat, Hakikat Çekirdekleri, s. 462)